siz denizi ortadan ikiye ayırmanın sadece musa'ya özgü mü olduğunu sanıyorsunuz? hayır, bir de alternatif bir peygamber var. bu nehri ortadan iki ayırıyor ama. kendisi ilyas peygamber. kur'an'da adı geçen ibrani bir peygamber ve çok önemli mucizelere imza atmış bir peygamber.
listede, nehri ikiye ayırmak dışında, gökten alev indirmek, cennete yükselmek ve ahiret zamanı yeniden dünyaya inmek var. bir nevi yahudilerin mesihi de diyebiliriz kendisi için. yani illa kıyamet günü birisi inecek yukarıdan.
ilyas, eski ve köklü bir put olan (derinlemesine bakarsanız şeytandır)
baal ile mücadele etmiştir. kendisi hakkında
şöyle bir yazım mevcuttur.
hikayemize ilyas'ın adıyla başlayalım. arapça ilyas diye geçmiş ama adının orijinali elijah, anlamı "benim tanrım yehova" dır. bu yüzden gerçek adı olmayabilir deniyor. yani adını değiştirmiş olabilir baal ile mücadele ederken.
baal, kenan ülkesinin eskiden yağmur ve yıldırım tanrısı imiş. mekanımız israil tarafları. dönemin kralı ahab, siyasi ve ekonomik nedenlerden fenike prensesi
jezebel ile evlenir. jezebel, baal inancına sahiptir ve halkın da baal'a inanması için dört yüzden fazla peygamber gönderir, tapınaklar falan açtırır. jezebel hakkında
şöyle bir ibretlik enrtym mevcuttur. millet baal'a yönelir. o sırada ilyas ortaya çıkar ve kralla kraliçeye der ki, üç yıl kuraklık olacak çünkü siz şeytanla anlaştınız. aynı şekilde halka da meydan okur. üç yıl kuraklık olacak hadi bakalım yağmur tanrınıza dua edin de yağdırsın diye alayına isyan ölümüne yehova diye meydan okur.
"(hz. ilyas) milletine: "allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? yaratanların en iyisi olan, sizin de rabbiniz önceki babalarınızın da rabbi bulunan allah'ı bırakıp da ba'l putuna mı taparsınız?" demişti (es-sâffât, 37/124-126).
meydan okudu güzel de kral ve kraliçe armut mu? tiz kellesi vurula diye ferman buyururlar. ilyas'da allah'ın emriyle gitmesini istediği yere kaçar. orada onu bir süre kuzgunlar besler, yiyecek getirirler falan. neyse sonra suyu mu ne biter, fenike'ye gider, orada dul bir ablaya sığınır. kadının adı da zarephath. kadından yiyecek ister, kadın da der ki bana ve oğluma bile anca yetecek yemek var. ilyas da ona allah'ın yardım edeceğini söyler. kadın da dayanamaz herhalde son yemeğini ona verir. ama ilyas'ın dediği gibi allah kadının erzağını hiç bitirmez.
kadının bebeği var, oğlan. bir gün oğlu ölür ve kadın ağlayarak, bak seni aldım senin günahın yüzünden benim oğlum öldü der. ilyas, allah'a dua eder ve bebek dirilir. bu isa'dan da önce ilk diriliş hikayesi. yani buradan ilyas'ın da ölüleri diriltme özelliği olduğunu söyleyebiliriz. daha doğrusu allah'a yakarıyor, allah diriltiyor, böyle bir güç anca ona ait olur çünkü. böyle söylemek daha doğru, evet.
üç yıl sonra ilyas'a allah'tan vahiy gelir. der ki git ahab'a söyle kuraklık bitti. ilyas'da gider söyler. ahab, başlarına gelen her şey için ilyas'ı suçlar. ilyas da baal peygamberleri ile teste girmek istediğini söyler. 450 baal peygamberi ile dağa çıkarlar. önce peygamberler bir kurban kesip onun yanması için dua etmeye başlarlar. dua ederler, ederler ancak hiçbir şeyin olduğu yok. akşama kadar dua ederler yaprak kımıldamaz. bu arada ilyas da onlarla dalga geçer, vaayy kerizler diye. en sonunda kendilerini kesip kendi kanlarını akıtırlar kurbana yine bir halt olmaz.
en sonunda ilyas devreye girer. o da ayrı bir kurban keser, etlerini parçalayıp tahtaya serer ve allah'a kurbanını kabul etmesi için dua eder. o sırada gökten bir ateş düşer ve toprağa kadar kurbanı, her yeri alevler alır. ilyas dua etmeye devam eder ve kuraklığın sonu olan yağmurun yağmasını ister ve anında yağmur başlar.
fakaat yine ve yine adamı dinlemezler. yalnız ilyas asabi bir adam. peygamber falan ama adamın sabrını tüketmişler. bu arada da jezebel karısı kendisini öldürmeye kararlı. ilyas yine firarda anlayacağınız. adam başlar allah'a dert yanmaya. bunlar ikiyüzlü, bunlar gerizekalı, bunlar cahil, tek başımayım, diye söylenir durur. allah'da der ki, sen burada ne yapıyorsun ilyas?
yani demek istiyor ki, görevinden kaçma, öyle kolay değil bu işler.
bu arada ilyas, bir başka peygamberi yetiştirmiş yanında.
hz. elyesa. en sonunda insanları allah'a imana davet etmekten ama insanların onu dinlememesinden bıkar ve rabbim al beni yanına der. bi nevi insanlardan kaçar. bişi diim mi? çok mantıklı bir şey yapmış. elyasa ile bir nehirden geçecekken hırkasını bir savurur nehir ortadan ikiye ayrılır. karşıya geçerler ve ateşli, hortumlu bir şeyle ilyas göğe yükselir ve hırkası da peygamberliği de elyasa'ya geçer.
yalnız buralar hep tevrat'ın hikayeleri, kuran'da bu kadar ayrıntı yok.
ilyas'ın bir de
hz. hızır ile bir bağlantısı var. rivayete göre hızır karada, ilyas'da denizde muhtaçlara yardım edermiş, birleştikleri güne de
hıdırellez denirmiş. bunun da bir hikaayesi var da başka zamana.
bu arada hızır bir peygamber mi bilmiyorum ama çünkü kuran'da adı geçmiyor. araştırmak gerek.
"muhakkak ilyas gönderilenlerdendi. o bir zaman kavmine şöyle demişti, "sizler hiç takvâ sahibi olmayacak mısınız, yaradanların en güzelini bırakıp da baal'e mi dua edeceksiniz, muhakkak allah sizlerin ve sizden evvelki atalarınızın rabbidir." kavmindekiler ise ilyas'ı yalanladı, muhakkak onlar (cehennem'e) hazırdırlar. (o kavmin içinden) ancak allah'ın ihlaslı kulları (kurtulmuştur). sonradan gelenler içinde ilyas'ın hayırla yad edilmesini takdir ettik. selam olsun ilyaslara. (saffat 37:123-130)
yalnız arkadaşlar, görüyoruz ki, ne kadar farklı isimler olursa olsun evrende tek bir din var. o da alemlerin rabbine inanmak. alemin değil bakın, alemlerin.
allah, kalplerimizi mühürlemesin diyor ve programımızı kapatıyorum. ilahiyatçı oldum, çıktım yemin ederim.